Cyberpunk 2077 İncelemem

Sizlere Cyberpunk 2077 oyununu incelemek istiyorum. Bu oyunu uzun zamandır bekliyordum ve çıktıktan biraz uzunca bir süre sonrasında aldım. Oyunu sevdim fakat genel olarak insanlar tarafından biraz karışık tepkiler aldı. Bazıları oyunun çok hatalı olduğunu, bazıları da oyunun çok iyi olduğunu söylüyor. Ben de sizlere kendi görüşlerimi ve deneyimlerimi aktarmak istiyorum.

Öncelikle oyunun hikayesinden bahsedeyim. Oyunun ana hikayesi bana göre çok sürükleyici değildi. Oyunun sonunda da çok tatmin olmadım. Ama oyunun hikayesinden çok evrenini ve evreninde bulunmayı seviyorum. Oyunun geçtiği Night City adlı şehir çok canlı ve detaylı bir şekilde tasarlanmış. Şehirde dolaşırken her an yeni bir şey keşfedebiliyorsunuz. Şehirdeki insanlar, araçlar, reklamlar, dükkanlar, sokaklar, binalar hepsi Cyberpunk temasına uygun bir şekilde dizayn edilmiş. Fakat bir sorun var. Oyunu geliştirirken daha detaylı olması planlanırken sanki yapılamamış gibi hissettiren detaylar var. Binaların haritadan bakıldığında oda detaylarını görebiliyoruz fakat içerisine giremiyoruz ve hiç bir zamanda uğramıyoruz. Görevler yada yan içerikler ilede açılmıyor. Tüm bunlara rağmen atmosferi ve evreni beni uzunca bir süre oyunda tutmayı başardı.

Oyunun en sevdiğim kısmı ise yan görevler oldu. Ana hikayeden ilerlemek yerine yan görevlerden ilerlemeyi tercih ettim. Yan görevler hem daha ilginç hem de daha özgür bir şekilde oynamama izin verdi. Yan görevlerde farklı karakterlerle tanıştım, farklı mekanlara gittim, farklı silahlar ve ekipmanlar kullandım. Yan görevler oyunun evrenini daha iyi anlamama ve daha çok eğlenmeme yardımcı oldu. Firmanın bir diğer oyunu “Witcher 3”de de aynı şekilde yan görevleri çok sevmiştim. Ana göreve doğru yol alırken sürekli yan içeriklere dalıyor sürekli yolumdan sapıyordum. Aynı şekilde Cyberpunk’da beni sürekli yan içerikleriyle büyüledi. 

Oyunun grafikleri ve sesleri de çok başarılı. Oyunu yüksek ayarlarda oynadığımda gözümü alamadım diyemeyeceğim ama en düşükte ve en yüksekte oynama fırsatı buldum. İki farklı ekran kartı ile oyunu farklı “fps” değerlerinde oynadım. Son kararım 60 fps yüksek grafik ayarları oldu. Rtx benim için çok fazla detay eklemedi açıkçası. Dlss kullanırken de çok bir fark göremedim ama bazı alanlarda renk bozulmalarını sürdürdüğü için bozulmalar geçmesine rağmen kapattım ve yüksek ayarlarda karar kıldım. Şehrin ışıkları, patlamalar, silah sesleri, müzikler hepsi çok güzel ve atmosferikti. Oyunun savaş mekanikleri de çok akıcı ve zevkliydi. Farklı silah türleri, güçlendirme seçenekleri, hackleme yetenekleri sayesinde savaşları istediğim gibi yönlendirebildim. Görünmezlik ekipmanı ve bıçakla aralarına dalıp, hs atarak rakiplerimi alt ettim ve bıçağı geri alma sayesinde çatışmalarımı kısa sürelerde bitirdim. Gizlilik açısından altıpatlar ve susturucu en iyi dostlarımdı. Hack mekanikleri ise dışarıdan çok havalı gözükecek ama oynarken çok da heyecanlı olmayan şeyler. Kendimi dışardan görüyormuş gibi hayal ederek, atmosfere daldım ve hack mekaniklerinden zevk aldım.

Çoğu incelemedeki oyunun tek sorunu ise çok fazla hata içermesiydi. Ben bu zamana kadar 2 kere karşılaştım ve oyunun bir çok sürümünde de oynama fırsatı buldum. Galiba biraz şanslıyım bu yönden. Karşılaştığım bir hata motor ile giderken bir kaza yaptım motor ters dönüp haritanın altına takıldı. Motora in bin yapıp biraz gazlayınca düzeldi. Diğeri ise; bir yan görevde bir bilgisayara erişmem gerekiyor, bilgisayar ile etkileşime giremiyordum. Hızlı kayıt tuşu olan “f5” ve hızlı yükleme tuşu olan “f9” ile hızlıca “save-load” yaptım. Bu sorunuda böyle çözdüm.

Sonuç olarak Cyberpunk 2077 benim için güzel bir deneyim oldu. Oyunu sevdim fakat herkese tavsiye edemem. Eğer Cyberpunk temasını seviyorsanız bu oyunu deneyin derim. Benim deneyimlerim ile genel deneyimler arasında biraz fark var o yüzden sadece deneyin diyebiliyorum. Ben şimdilik bu kadar yazayım, siz de yorumlarda görüşlerinizi paylaşın. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere!